Select Language:
Bangladesh’ta Siyasi Gelişmeler
Bangladeş’in geçici lideri Muhammad Yunus’un, siyasi istikrarın sağlanabilmesi için görevinde kalması gerektiğini belirten kabine üyesi Faiz Ahmed Taiyeb, bu durumun demokratik bir geçişi mümkün kılacağını dile getirdi. Yunus, geçtiğimiz yıl yaşanan kitlesel bir ayaklanmanın ardından göreve gelmişti ve desteklenmediği takdirde istifa etme tehdidinde bulundu.
Ülke, geçen yaz öğrenci önderliğindeki isyanla eski Başbakan Şeyh Hasina’nın görevden düşürülmesinin ardından büyük bir siyasi belirsizlik yaşıyor. O zamandan beri muhalefet partileri, halk arasında çeşitli taleplerle protesto düzenliyor.
Taiyeb, "Bangladeş’in geleceği ve barışçı bir demokratik geçiş için Profesör Yunus’un görevine devam etmesi gerekiyor," şeklinde bir açıklama yaptı. Ayrıca Yunus’un iktidarı istemediğini de vurguladı. Ancak bu açıklamanın ardından Taiyeb, sosyal medya gönderisini sildi.
Bangladeş’teki siyasi kriz, bu hafta başkent Dakka’da partilerin sokaklara dökülmesiyle daha da derinleşti. Yunus’un istifa etme yönündeki söylentileri, Bangladeş Milliyetçi Partisi (BNP) destekçilerinin geçici hükümete karşı büyük protestolar düzenlemesinin ardından gündeme geldi. Yunus, 170 milyonluk Müslüman nüfusa sahip ülkede, en geç Haziran 2026’da seçimlerin yapılacağına dair söz verdi.
BNP, yapılacak ilk seçimlerin tarihi belirlenmesi çağrısında bulundu. Yunus’un askeri güçlerle olan ilişkilerinin de kötüleştiği bildiriliyor. Askeri lider General Waker-Uz-Zaman, önümüzdeki Aralık ayında seçimlerin yapılması gerektiğini, bu durumun ülkenin "kaotik bir aşamada" olduğu gerçeğine işaret ettiğini belirtmişti.
Taiyeb, ordunun siyasete karışmaması gerektiğini vurgulayarak, "Ordu, medeni bir ülkede böyle yapmaz," dedi. Askeri güçler, önceki başbakanın görevden düşmesine büyük bir rol oynadı fakat daha sonra Yunus’a devretmişti.
Ayrıca, ordu tarafından yapılan bir açıklamada, bazı grupların orduyla halk arasında bir ayrım yaratmaya çalıştığı ifade edildi. Bangladeş’in önceki yönetiminden sonra uygulanan yasaklar ve kısıtlamalar ise insan hakları savunucularının tepkisini çekti. Ordu, güvenlik endişeleri nedeniyle bazı bireyleri koruma altına aldığını ve insanları "keyfi öldürmelerden" kurtardığını iddia etti.
Şeyh Hasina, şu an Hindistan’da sürgünde yaşarken, hükümet bu ay onun partisini yasakladı. Bu durum, İnsan Hakları İzleme Örgütü tarafından "temel özgürlükler üzerinde aşırı kısıtlama" olarak nitelendirildi.